9 Eylül 1985'te Hırvatistan'ın Zadar kentinde doğan Luka Modric, kendi kuşağının en iyi orta saha oyuncularından biri olarak kabul ediliyor. Kariyeri dayanıklılığın, becerinin ve oyuna olan sarsılmaz tutkunun bir kanıtıdır. Savaşla harap olmuş Hırvatistan'daki mütevazı başlangıcından Ballon d'Or'u kaldırmaya kadar Modric'in yolculuğu olağanüstü olmaktan başka bir şey değildi.
Luka Modric'in erken yaşamı zorluklarla doluydu. Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı sırasında büyüdü ve ailesi evlerinden kaçmak zorunda kaldı. Bu zorluklara rağmen Modric teselliyi futbolda buldu. Gençlik kariyerine NK Zadar'da başladı ve ardından Hırvatistan'ın en prestijli kulüplerinden biri olan Dinamo Zagreb'e transfer oldu.
Dinamo Zagreb'de Modric'in yeteneği ortaya çıktı. Hızla sıralamalarda yükseldi ve 2005'te ilk çıkışını yaptı. Vizyonu, pas isabeti ve oyunun temposunu kontrol etme yeteneği onu diğerlerinden ayırıyordu. Modric, Dinamo Zagreb'in arka arkaya üç lig şampiyonluğu ve iki Hırvatistan Kupası kazanmasına yardımcı olarak ligin en iyi orta saha oyuncusu oldu.
2008'de Modric, İngiltere Premier Ligi'nde Tottenham Hotspur'a büyük bir transfer yaptı. 16.5 milyon £ tutarındaki transfer ücreti o zamanlar kulüp rekoruydu. İngiliz futbolunun fizikselliğine ve hızına uyum sağlamak zorlu bir işti ancak Modric'in teknik becerileri ve futbol zekası onu kısa sürede taraftarların favorisi haline getirdi.
Modric, Tottenham'da geçirdiği dört sezon boyunca kulübün orta sahasında önemli bir rol oynadı. Tottenham'ın 50-2009 sezonunda yaklaşık 2010 yıl sonra ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına yardımcı oldu. Avrupa'da, özellikle de Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performans, kıtanın önde gelen kulüplerinin dikkatini çekti.
Luka Modric, 2012 yazında yaklaşık 35 milyon euro karşılığında Real Madrid'e transfer oldu. Bu hamle kariyerinin en başarılı aşamasının başlangıcı oldu. Başlangıçta eleştirilerle karşılaştı ve bir İspanyol gazetesi tarafından sezonun en kötü imzası seçildi. Ancak Modric'in dayanıklılığı ve kararlılığı onu Real Madrid'in en önemli oyuncularından biri haline getirdi.
Jose Mourinho, Carlo Ancelotti, Zinedine Zidane ve diğerleri gibi antrenörlerin rehberliğinde Modric, Real Madrid orta sahasının atan kalbi haline geldi. Savunma ile hücumu birbirine bağlama, oyunu dikte etme ve asist sağlama yeteneği çok önemliydi. Modric, Real Madrid'in Avrupa futboluna hakimiyetinde önemli bir rol oynadı ve takımın beş yılda (2014, 2016, 2017 ve 2018) dört Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanmasına yardımcı oldu.
Modric'in Hırvat milli takımına yaptığı katkılar da aynı derecede etkileyici. İlk çıkışını 2006 yılında yaptı ve o zamandan beri takımın dayanak noktası haline geldi. Liderlik nitelikleri ve uluslararası sahnedeki performansı olağanüstü.
Modric'in uluslararası kariyerinin zirvesi 2018 Dünya Kupası sırasında geldi. Hırvatistan'ı ilk Dünya Kupası finaline taşıdı; bu, nüfusu dört milyonun biraz üzerinde olan bir ülke için dikkate değer bir başarıydı. Modric'in turnuva boyunca gösterdiği olağanüstü performans ona turnuvanın en iyi oyuncusu olarak Ballon d'Or ödülünü kazandırdı. Finalde Fransa'ya yenilmesine rağmen Hırvatistan'ın koşusu tarihi bir başarıydı ve Modric'in liderliği önemli bir faktördü.
Luka Modric'in kariyeri, zorlukların üstesinden gelmenin, amansız mükemmellik arayışının ve sonsuz futbol sevgisinin hikayesidir. Modric'in savaşın harap ettiği Hırvatistan'daki ilk günlerinden dünyanın en iyi orta saha oyuncularından biri olmasına kadar geçen yolculuğu ilham kaynağı oldu. Hem kulüp hem de uluslararası futbol üzerindeki etkisi derin ve büyük bir futbolcu olarak mirası sağlam bir şekilde yerleşmiş durumda. Varlığıyla stadyumu şereflendirmeye devam ederken, dünyanın dört bir yanındaki hayranlar onun yeteneğine ve başarılarına hayranlık duyuyor.